Spor yazarları Galatasaray-TÜMOSAN Konyaspor maçını değerlendirdi!
Galatasaray, Trendyol Süper Lig'in 21. haftasında sahasında Tümosan Konyaspor'u konuk etti. Sarı kırmızılılar zorlu mücadeleyi 1-0 kazanmasını bildi. Fotomaç Gazetesi yazarları da Galatasaray - Tümosan Konyaspor maçını çarpıcı sözlerle değerlendirdi. İşte ayrıntılar... | Son dakika Galatasaray haberleri (GS spor haberi)
Galatasaray alıştığımızdan düşük tempoda başladı. Konyaspor tekniği yüksek oyuncularına güvenip oyunu geriden kurarak rakibini üzerine çekiyor, defans arkasına atılacak toplarla gol arıyor. Kanat ortalarında Galatasaray savunması savruluyor. Recep hoca bu zaafı iyi analiz etmiş. Galatasaray penaltıdan bulduğu golle skoru korumayı ve üç puan almayı bildi.
Elit hakem Halil Umut Meler, ilk yarı maalesef dağınık, kafası karışık ve formsuz. Onun klasında bir hakem, Osimhen'in penaltısında orta sahada topa 40-45 metre mesafede kalamaz. Osimhen atletik yapısıyla öncelik aldı, Adil geç kaldı ve çok açık penaltı ama geride kalan hakem tespit edemedi. VAR'dan müdahale geldi. OFR'de bu kadar net eylemi 40 saniye izledi, sonra doğru kararla penaltıyı verdi.
Oğulcan'ın ve özellikle Torreira'nın ilk yarıyı sarı kartsız tamamlaması hakemin aşırı hoşgörü ve idareci yapısı. İlk yarıda 21 faul ve top 20.33 dakika oyunda kalmış! Nerede önleyici, sorun çözen, oyun okuyan hakemlik? Yunus'a çıkan sarı kart yeterli. Aşırı güç, gaddarlık yok. İkinci yarı Adil'in destek koluna gelen top penaltı olmaz.
Devam kararı doğru. İlk yarı Osimhen'in golü açık ofsayt, iptal doğru ancak ikinci yarı 54'de iptal edilen golünde asisti yapan Barış ofsayt değil ancak öndeki Abdülkerim ofsaytı, o da Guılherme'ye teması topa hamlesini etkilediği için ofsayt. Gol iptali doğru. Kabul görmeyebilir, lakin kural böyle. Ahmet Kutucu'nun sarısı vardı.
76'da Guilherme'nin ayağına basması ikinci sarıdan kırmızı olmalıydı. Uzaydan bile göründü ama hakem ihraç edemedi. Saçma sapan kararlar, kartlar... Her kritik kararda açık oturum yaparcasına konuşan, anlatan, izah eden, her kornerde oyuncuları sürekli uyaran bir Meler, bu yönetim anlayışı asla çağdaş, proaktif önleyici hakemlik değil. Bu olsa olsa şark kültürü idareci hakemlik olur. Çok yazık!
LEVENT TÜZEMEN - KAZANMAK ÇOK DEĞERLİ
Osimhen iyi ki Galatasaray'a gelmiş. Konyaspor maçının kazanılmasındaki en büyük pay Nijeryalı golcüye ait. 75 Milyon Euro'luk bonservisi olan Osimhen Galatasaray'da kiralık oynamasına rağmen coşkuyla ve yürekten mücadele ediyor. Penaltıyı Osimhen resmen yoktan var etti.
Başka bir futbolcu olsaydı 'Top nasıl olsa defansa gitti' diye koşu bile yapmazdı. Osimhen, geriden geldi Adil'in önünden topu çaldı darbeyi aldı ve penaltıyı kazandı. Böyle bir karakterli golcüye sahip olmak Galatasaray adına büyük şans diye düşünüyorum. Galatasaray maç boyu Sara'yı yine aradı. Kerem Demirbay ve Berkan'dan sonra Konya önüne Torreira'nın partneri olarak çıkan Kaan Ayhan oyunu kurmaktan uzaktı.
Bir savunma oyuncusu gibi hareket etti. Sara'nın yokluğunda oyun ritmini kaybeden Galatasaray'da pas trafiğini yönetmek için Yunus, Barış Alper ve Mertens kolları sıvadı. Oysa bu 3'lü Sara ile birlikte oynadıklarında sadece pozisyon almak ve hücuma çıkmak için çaba gösteriyorlar. Orta sahada bütün yük Torreira'nın üzerine bindi.
Hatay ve Dinamo Kiev beraberliklerinden sonra Galatasaraylı oyuncular skor olarak önde olmalarına rağmen öz güvenden uzak bir telaş ve tedirginlik içindeydiler. Konyaspor da hızlı kanat oyuncularıyla Galatasaray kalesini zorladı. İkinci yarı yine sahnede Osimhen vardı. Galatasaray en etkili silahı olarak görev aldı.
Attığı ikinci gol nedense ofsayt olarak iptal oldu. Oysa arka direkte kafayla topu indiren Barış ofsayt değildi. Galatasaray için Konya maçını kazanmak lig yarışı adına psikolojik açıdan çok değerliydi. Sara'nın geri dönmesi Galatasaray'da eksik parçaları tamamlayacaktır.
REHA KAPSAL - GÜNCELLEME
Galatasaray, hafta içi Avrupa mesaisinde Dinamo Kiev'e karşı hiç hesapta olmayan aldığı beraberlikten sonra, bunun Konyaspor maçına mental olarak nasıl yansıyacağı çok önemliydi. Sarı Kırmızılılarda bu sezon saha içinde net bir görüntüsü oluştu: Sara'lı ve Sara'sız oynanan oyun... İki oyun arasında çok ama çok büyük fark var. Zaten oyun içindeki kontrolün kaybolması, dengesizliği oluşması, takım halinle çok geriye koşmaları (bunun nedeni yalnızca atak sonlandırması değil, pas yaparak, topa sahip olarak, aktif dinlenmeyi yapamamaları) bir de net görünen fiziksel olarak haftalardır düşüşte olan takım görüntüsü... İlk yarı çok iyi oynamasa bile Galatasaray, soyunma odasına önde girdi. Etkili pas oyunu yok, hücumda üretkenlik ve pozisyon zenginliği yetersiz. Verilen görüntü iyi değil. En önemlisi de; saha içinde savunma anlamında güven vermeyen bir görüntü var.
İkinci yarı 60. dakikadan sonra her iki takım orta sahaları çok çabuk geçmeye başladı. Galatasaray'ın en büyük sıkıntısı; sahada da net olarak görünen fiziksel durum... Sarı-kırmızılılar fiziksel olarak iyi değil, bunun en önemli nedeni takımdaki çoğu oyuncuya çok fazla yük binmesi... Mertens başta olmak üzere Okan Buruk'un rotasyonu iyi yapamıyor ve bu da yalnız fiziksel düşüşü değil forma rekabetini de takım içinde olumsuz yönde etkiledi...
Galatasaray çok kötü oynamasa da şampiyonluk yarışında önemli bir 3 puan kazandı. Yalnız bu sıkıntılı oyun, bundan sonraki üç kulvarda problem olur. Galatasaray, oyun formatını bir an önce (Güncellemeli) sahaya yansıtmalı. Tabii ki düşündükleri, hayal ettikleri, bu kupaları kazanmak istiyorlarsa...